![]()
Ahmet Mantaş
a_mantas@yahoo.com
PARÇALARI BİRLEŞTİRİN
16/05/2016 29 Ekim 1923’te
Cumhuriyet ilan edilmiş fakat halifelik makamı henüz kaldırılmamıştır. Osmanlı
Hanedanlığının elinde bulunan Halifelik makamının son olarak İslam adına
Müslümanları Almanya ve İtalya’nın yanında Cihada katılmaları için çağrı
yapmıştır. 1924 yılında
Halifelik kaldırıldı. Öğretim Birliği
(Tevhid-i Tedrisat) yasası çıkarıldı. Bu yasayla birlikte toplumun dini
hizmetlerini yerine getirecek imam ve hatip yetiştirmek amacıyla “ayrı
okulların” açılması kararlaştı. Kapatılan tekke,
zaviye ve medreselerin 29’u “ayrı okul” olarak imam hatip okullarına, biriside
“ilahiyat okuluna” dönüştürülmüştü. İşte bu yasadan
sonra ilkokullarda ilk kez (kız ve erkek birlikte) karma eğitime geçilmişti. 1925’te “Dinin
politik amaçlara alet edilmeyeceği” ile ilgili yasa çıkarılmış, imam-hatip
okullarına talep olmadığı için sayısı 29’dan 26’ya düşmüştü. 1926 yılında bu
sayı 20’ye, 1927’de ise 2’ye düşerek kapanma noktasına gelmiştir. 1928 yılında
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dini, Din-i İslam’dır.” İbaresi anayasadan
çıkarılmıştır. 1930’da din
dersleri kent ilkokullarından çıkarılarak talep olmadığı için ise imam hatip
okulları tamamen kapanmıştır. 1932 yılında kurulan “Halk Evleri” ile halk arasında
kültür ve birlik çalışmalarına başlanmıştır. 1934 yılında
liselerde, 1937’de ise köy ilkokullarında karma eğitime geçilmiştir. 5 Şubat 1937
tarihinde Laiklik İlkesi Anayasa’ya girerek yasallaşmıştır. 1939’da din
dersleri köy ilkokullarından çıkarılmış, 1940’da ise Köy Enstitüleri’nin
açılması kararlaştırılarak Türkiye’nin eğitim alanında yeni bir dönem ile
aydınlanmaya yüzünü dönerek mucizeler yaratmaya başlamıştır. Köy
Enstitüleri’nin açılmasından 5 yıl sonra yani 1945 yıllarında enstitülerin
komünist yuvalarına dönüştüğü iddiaları ile büyük bir karalama kampanyalarının
en çok yaşandığı dönemdir. CHP’nin 1947
yılındaki kurultayında parti ilkelerini görüşmeye açarak “Laiklik İlkesi”
görüşmeleri sonrasında “komünizmin önlenmesi için din eğitiminin önemli bir
araç olarak görülmesi” önerileri tartışılmıştır. 1948’de Maarif
Bakanlığı’na bağlı imam hatip kurslarının açılması kararlaştırılmış, 1949’da
ise ilkokullara isteğe bağlı din eğitimi konulmuştur. 1950 yılında
Türkiye’yi on yıl boyunca yönetecek olan Demokrat Parti iktidarının dönemi
başlamıştır. 1951’de 7 ilde
imam hatip okulları açılmış, Demokrat Parti Hükümeti’nin siyasal gücünü
İslamlaşma ile pekiştirme politikalarıyla dinsellik canlanmaya başlamıştır. 1954 yılında Köy
Enstitüleri kapatılmıştır. İmam hatip
okullarına parasız yatılı öğrenci alımı 1963’de başlatılmış 1970 yılında imam
hatip okullarının sayısı 722ye çıkmıştır. 1973’te imam
hatip okulu olarak anılan okulların isimleri “İmam Hatip Lisesine” (İHL)
çevrilmiş, İHL mezunlarına fark dersleri verilerek üniversitelerin, edebiyat
bölümlerine girebilme hakkı tanınmıştır. Din adamı
yetiştirileceği öngörülen “ayrı akıl” olarak tanımlanan bu kurumlar 50 yıl
sonra örgün eğitimin bir parçası haline getirilerek Laiklik İlkesi ve Laik
eğitim sisteminin ayarlarıyla böylece oynanmıştır. 1974 yılında
Ecevit-Erbakan koalisyon hükümeti İHL’lerinorta bölümünü yeniden açarak ve 29
yeni İHL’nin açılması ile sayıları 101’e çıkarılmıştır. 1976’da imam
hatip liselerine kız öğrenci alınmasını engelleyen bakanlık kararı Danıştay
tarafından iptal edilerek imam olması “dinen mümkün olmayan kızların” imam okullarına
kaydolmalarının önündeki engelde kaldırılmıştır. 1976-77-78’de üç
yılda 233 imam hatip okulları açılmıştır. 1980 faşist
askeri darbesiyle birlikte Türkiye’de yeşil kuşak projesinin hayat bulduğu bir
dönem başlamış, 1983’de cunta yönetiminin yaptığı yasa değişikliği ile İHL
mezunlarının askeri okullar dışında tüm yükseköğrenim kurumlarına girmelerine
olanaklar tanınmıştır. 1996-97
Eğitim-Öğretim Yılı’nda imam hatip okullarında (İHO) okuyan 11 yaş ve üzeri
öğrenci sayısı 214 binleri bulmuştur. 1997 tarihinden8 yıllık zorunlu eğitimin yasallaşmasıyla birlikte imam
hatip ortaokulları kapatılmıştır. Özellikle imam
hatip okullarının (İHO) milli görüşçü çizgide faaliyet gösteren bazı siyasi
partilerin arka bahçesi olduğu tartışmalarının yaşandığı bir dönemden sonra
Türkiye’de türban ve başörtüsü eylemleri başlamış kapatılan imam hatip okulları
için çeşitli eylemler yapılmıştır. 2002 yılında 450
İHL’de 71 bin öğrenci okuyorken AKP’nin iktidarı boyunca hızlı bir yükseliş
göstererek bir anda çoğalmaya ve ayrıcalıklı kılınmaya başlamıştır. 2012 yılında
4+4+4 Eğitim Sistemi’nin değiştirilmesiyle birlikte AKP “Bütün okulları” imam
hatip okulu yapma hamlesini elde etmiştir. Özellikle
Kuran-ı Kerim, Arapça ve Peygamberimizin hayatı gibi dersleri tüm okullara
zorunlu seçmeli ders olarak eğitim ders sistemine sokmuştur. 2014 Öğretim yılında 1017 İHL’de 668 bin, 1597 İHO’da ise
385 bin öğrenci olmak üzere yaklaşık 1 Milyon civarında imam hatip öğrencisi
bulunmaktadır. 2016 yılında
Türkiye’nin bütün şehirlerinde, ilçelerinde hatta beldelerinde, köylerinde 2650
civarında İHL ve İHO bulunmakta ve bu okullarda 1 Milyon 100 bin civarında da
öğrenci eğitim almaktadır. AKP iktidarı bu
hızla giderse kişi başı imam sayısı bire bir olacak gibi gözüküyor. Dindar ve kindar
bir nesil yetiştirmenin imam hatiplerin yaygınlaştırılmasıyla ne kadar ilgili
olduğu ortada sadece, Parçaları
birleştirin. Laiklik
gerçekten kaldı mı? Var mı? Nerede? İnsanileşme
sürecimiz yarıda kaldı. Parçaları
birleştirin. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
EĞİTİMDE VİZYONSUZLUK - 08/11/2018 |
Eğitim camiasının umutla, merakla beklediği ‘’Eğitimde 2023’’ vizyon belgesi açıklandı. |
EĞİTİMDE MUCİZE YARATMAK - 08/10/2018 |
Eğitimde kaş yapalım derken, göz çıkarmayı ne kadar çok seviyoruz… |
SAYGI VE BİAT - 21/06/2016 |
Saygı duymak ve biat etmek tutumları |
SENDİKAL BEYZADELERİ - 06/06/2016 |
Sendikal yapılara şöyle bir rakursi yapalım, betimlemeleri kaygısal |
SENDİKA // SENDİKA - 23/05/2016 |
Piyasacı sermayenin ağır saldırıları altında hak gasplarının hemen hemen her gün yaşandığı bir dönemdeyiz. |
1 MAYIS’TA ALANLARA - 25/04/2016 |
Örgütlenme modellerine baktığımızda, emek eksenine bağlı olarak sınıf temeline dayalı bir örgütlenmenin varlığından yola çıkarak, emekçileri örgütleyebildiğimizi söyleyemeyiz… |
AHLAK ÇOCUKLARI KORUSUN - 13/04/2016 |
Toplumsal ilişkiler deformasyona uğrayınca iç yapıları nedeniyle tüm kötülükleri birer irin gibi dışa vurmaktadır. |
GERİCİLİĞE KARŞI BEN DE VARIM - 25/03/2016 |
Toplumsal kaygılarımız, günlük yaşamımızın fiili işgaline dayalı olarak gericiliğin bir |
YA BAŞKANLIK YA KAOS - 14/03/2016 |
Mermi manyağına dönüştürüldük, toplum olarak hep beraber resmen “Rus Ruleti” oynuyoruz… |
![]() |