![]()
Hamza Yıldız
BENİ KİTAPLAR BU HALE GETİRDİ
02/01/2019
Okumayı bana kim sevdirdi, bilmiyorum. Yazları okullar kapanınca koca anamın ineklerini gütme görevi benimdi. Bayırların oyun özgürlüğüne yorulurduk bütün gün. Akşamları gaz lambasının ışığında koca anama Hazreti Ali destanları okurdum. Yirmi beş kuruşa pazardan alınan birer sayfalık destanlardı bunlar. İbadet hazzınca dinlerdi o şefkatini hiç bizlerden esirgemeyen mübarek kadın. Sonra gaz lambasını kısar, bana sarılır ve kendi masalını fısıldamaya başlardı. Hiç bir masalın sonuna kadar dinlediğimi hatırlamıyorum. Sokakta bulduğumuz bir gazete parçası bile çok değerliydi. Bütün yazılarını okurdum. Spor sayfası denk gelirse keyfime diyecek olmazdı. Hele Beşiktaş haberi varsa. Çocuk kütüphanesine müdavimliğim o yıllara dayanır. Kitaplar mı pahalıydı yoksa kitaba ayıracak paramız mı yoktu, bilmiyorum. Öğrenci çok sınıf az olduğundan ya sabahçı olurduk, ya öğlenci. Her gün en az iki saatim kütüphanede geçerdi. Kemalettin Tuğcu romanlarının moda olduğu yıllardı. Sonra dünya klasiklerinin çocuklar için hazırlanan kitaplara çevirdim yönümü. Farklı dünyaların bize benzemeyen insanlarına. Biz altı kardeş aynı odada yatardık geceleri. Annem hepimizin üzerini örter ve ışığı kapatır odasına çekilirdi. Onun yattığına inandıktan sonra ışığı açar, kitap okumaya başlardım. Annem yakalarsa bir temiz dayak yer öyle yatardım. Bu yüzden kitap okumanın bedelini çok iyi bilirim. Orta okula başladığımda en büyük şansım okumayı sevdiren Türkçe öğretmenleriyle karşılaşmam ve okulun çok zengin kütüphanesiydi. Hafızamı kitaplarla doldurmaya davet etmişti beni. Bu yüzden konpozisyon dersinde çok iyiydim. Türkçe derslerinde işlediğimiz metnin yazarından eserlerine kadar her bilgiyi sınıfla paylaşabiliyordum. Sessiz ve sakin biri sanıyorlardı beni. Oysa beynimde fırtınalar biriktiriyordum. Fikirler, olaylar, şüpheler, hayaller ve büyük umutlar...Kitapların peşinden farklı bir dünyaya koşuyordum artık. Ve çocukça da olsa yazmaya başlamıştım. Düşünce dünyam ile gerçeklerin savaşı ortasında kalmıştım. Kafamdaki şu sorulara cevap bulamadım şimdiye kadar. Koca anam neden bana Hz.Ali destanları okuturdu ve uzak bir dağın arkasındaki köyü anlatırdı? Hamza Yıldız / Gece Notları |
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
PENCEREDE - 02/02/2019 |
Mum alevini üfleyip yorganın altına girdiğimi ve ilk hayale gözlerimi kapattığımı hatırlıyorum sadece. |
KÜTÜPHANE ÜLKÜCÜSÜ - 29/01/2019 |
Beni ülkücü yapan o kütüphanede okuduğum kitaplardır. Bu yüzden ben bir kütüphane ülkücüsüyüm. Bununla da her zaman gurur duydum. |
ŞÜPHEDEN KORKMAYIN - 26/01/2019 |
Şüphe şeytan vesvesesi mi, bilince açılan yeni bir kapı mı? Ben ikinci tercihe değer veriyorum. Hayatı anlamak ve anlamdırmak şüpheyle başlar. |
YALNIZLIĞIN BEREKETİ - 18/01/2019 |
Uzun yıllar uzak dağ köylerinde öğretmenlik yaptım. Öğrencilerim evlerine gidince pilli radyom kalırdı tek arkadaşım. |
GÖÇ - 27/12/2018 |
Dudaklarımda keçi çanlarına ritim tutan bir türkü Sökülmüş çadırlar demek ki göç var |
ŞEHRE AŞIK OLMAK - 18/12/2018 |
Ben bu sisler şehrine aşığım.Gurbet gecelerinin yalnızlıklarında içimde özlediğim bir şehir büyüttüm |
YOL - 12/12/2018 |
Şüphe duymak insan için çok önemli bir melekedir.Farklı bir bakış açısı ve sorgulamayı beraberinde getirir.Merak ve öğrenme kapılarını açar. |
ŞİİR GECEYE AİTTİR - 08/12/2018 |
Kelimelerin musikisini mısralarında taşıyan şiirler ruhumu dinlendirir.Huzuru bırakır masama.Hayalden hayale koşan bir çocuk olur yüreğim.Bazen serseri bir delikanlı gibi sokaklarda ararım hasretini çektiğim arzuların ayak |
DAĞ KÖYLERİ - 01/12/2018 |
Öğretmenliğimin bedeliydi sanki dağ köyleri.Öğrencilerim gidince başlardı yalnızlığım. |
![]() |